06 Kasım 2024 Çarşamba Saat 04:23
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Geçim sıkıntısı nedeniyle göç eden Karadenizlinin arazileri Kızılağaç ormanı oldu, Şimdi Orman işletmesi bu arazileri kamulaştırdı, Büyük bir hak kaybı oluştu
12 Ocak 2017 Perşembe Saat 23:42
Karadenizin önce yaylalarına el koydular Sonra aşağılara doğru inilerek ekilmediği için kızılağaç oan araziler ormana dahil edildi. Asırlık araziler sahiplerinin mülkiyetinden alınarak Kamulaştırıldı

Orman vasfı kazanmış denilen araziler üzerinde bit örtüsü genellikle kızılağaçlardan oluşmaktadır. Bu ağaç orman vasfına sokularak Doğu Karadenizlinin mülkü "kamulaştırılarak" gasp edilmiştir

Son yıllarda zuhur eden ve Doğu Karadeniz'de amirinden memuruna ormancılarla vatandaşı karşı karşıya getiren önemli bir toplumsal yara. 

Bu yaranın müsebbibi son yıllarda uygulanmaya konulan kadastro çalışması ve bu uygulama sonucu bilhassa bölgede vatandaşın elindeki tapulu veya zilliyetli arazilerin zorla vatandaşın elinden alınıp orman kadastrosuna geçirilmesi. 

Önce 2B nedir ona bakalım: 6831 sayılı orman kanununun 2. maddesinin B bendi olan maddede kısaca şunu anlatır: Orman vasfını kaybetmiş araziler orman kadastrosundan çıkarılıp hazineye devredilir. 

Bu yasa Anadolu'nun diğer bütün yöreleri,hatta Marmara-İstanbul için geçerli olsa da Doğu Karadeniz için geçerli değildir. Çünkü yöredeki durum tam tersidir;bahsedilen yöredeki araziler orman vasfını kaybetmiş araziler değil;tarım alanı vasfını kaybedip ormana dönüşmüş arazilerdir.

Bu araziler son kadastro çalışmaları öncesine kadar tapu veya zilliyet ile sabitlenmiş vatandaşın arazileri idi.

1789 Fransız İhtilali sonrası yazılıp dünyaya ilan edilen,1948 yılında altına imza attığımız ''İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi''nin akidine uymayıp devlet eliyle vatandaştan arazileri zorla alınmıştır. Oysa ki,altında devlet imzası olan bu akitte ''mülkiyet hakkı'' temel hak ve hürriyetlerin başında gelir.

Çalışkanlığıyla bilinen yöre insanı,geçimini daha müreffeh bir seviyeye çıkarmak için ülkenin ve dünyanın çeşitli yerlerine gurbete gitmiş,bu arada ekip biçtiği veya otlak olarak kullandığı arazilerini doğal olarak ihmal etmiştir. Çok yağış alan yöre iklimi bu arada boş durmamış,ekip-biçilen yerleri birkaç yılda ormana dönüştürmüştür.

Yörede yağmurlar yağmurları getirmiş,ardından orman her tarafı kaplamış, bir ağaç kesildiğinde dibinden en az on filiz fışkırmıştır.

Gurbette belli bir gelir seviyesine ulaşan yöre halkı asli vatana döndüğünde bu haksız durumla karşılaşmış,örgütlenmeyi bilmediğinden feveranını fevri yapıp orman muhafaza memurlarıyla ve orman mahkemeleriyle sıkıntıya kalmış,haklı konusunda haksız duruma düşüp adeta canından bezmiştir.

Bu durum çok ciddi bir kanayan yaradır ve bütün yöre halkı mustarip durumdadır.

Yöre halkı sadece istatistik bilgiye kurban gittiğini sanmaktadır.Şöyle ki; Ülkemiz 780 000 km2 dir ve faraza bunun % 17 si ormandır. Herhangi bir hükumet iktidarı devraldığında bu % 17 rakamını bir puan artırıp %18 yapmışsa Onun için ''başarı'' demektir.

İşte yöre halkının elinden alınan araziler bu istatistik rakamı yukarı çekmektedir. Öte yandan değerli arazilerin olduğu İstanbul,İzmir,Antalya ve diğer orman olan ege şehirlerinde, ormana kıyısından-köşesinden girilip yerleşim alanları yapıldığı,siyasi kaygı yüzünden buralara göz yumulup daha sonra bir şekilde 2B yasasıyla yapanlara satıldığı görülmüştür. İşte bu satılan orman arazilerinin yerine yöre halkının mülkiyetindeki araziler ikame ettirilip istatistik dengeler sağlanmaktadır.

Yarin bir gün hesap vermek zorunda kalındığında, bu değerler baz alınıp hesap verilecektir.

Şimdi tüm siyasi partilere sesleniyorum.! 

Bu yörede vatandaş 5 yıl arazisine uğramaz ise arazisini tanıyamaz.

On yıl uğramaz ise anne-babasının mezarını bulamaz.

Gelin,bu kanayan yarayı siyasi polemik konusu yapmayın.! Kendi aranızda konsensüs sağlayıp lokal bir yasa çıkarın,böylece parmak basın bu yaraya... 

Dünya devletlerindeki birçok hükumetin temel politikalarından birisi de büyük şehirlere göçü önleyip yerinde istihdam ile insanların yaşamlarını yerinde idame ettirmelerini temindir. 

Meclisteki bütün siyasiler;size sesleniyorum.! 

Gelin.! Ellerinde Tapu gibi T.C Tapu Seneti veya zilliyet olan bu insanların kazanılmış haklarını ve mülkiyet haklarını ellerinden almayın.!

Gelin.! Köylerine,mahallelerine ve topraklarına dişiyle,tırnağıyla tutunmaya çalışan bu insanları yörelerinden söküp atmayın.!

Tecrübeyle sabittir: 

Bu insanlar düşküne yardım etmesini,vergi vermesini,askere gitmesini, gerektiğinde gözünü kırpmadan vatanı için ölmesini de bilir.! .'

Ahmet Temel Bulut 

Fındıkoba mah. Muhtarı

Of muh.derneği Başkanı

Bu yazı toplam 66563 defa okundu.
 
Paylaş
Bu Yazıya Henüz Yorum Eklenmemiş.
GEREKLİ SAYFALAR
YAZARLAR
Reklamlar
Reklamlar
SİTE ANKET
Hayratta nüfus artışı olsunmu
Evet iyi olur
Fark etmez
Olmasın sıkıntı olur
Yatırımdan sonra olur
Geri Dönüş imkanı yok
Reklamlar