Kimi evlat ve avrat vardır yuvam yıkılmasın diye elinden geleni yapar. Öte yandandan kimi evlat ve avrat da
vardır ki yuva yıkıılsın diye elinden geleni yaparlar. Bu tür insanlaın imana yahut amentünün emirlerine
uydukları görülmez. Yani işte bu benim eşim, kocam veya karım, Allah bunu bana yazmış,
kel kör, topal şaşı. ama bu benim kaderim diyebilmek, her yiğidin kârı değildir.
Zira hiç bir insan aradığını bulamaz. Ya da buldukları aradığı şeyler değildir.
Akıllı insan odur ki bulduklarını aradığı şeylerin yerine komasını bilendir ve imtihanı kabul edendir.
Çünki kaderi Allah yazar, insan olan da yaşar.
Evet o evlatların, veya avradın naturası bozuksa, yıkılan yuva enkazının altında kalacaklarını hesaplamazlar.
Efendimiz ne buyruyor,
"sizin sözünüzün etkisi ya da gücü karsınızdaki insanın alacağı veya anlayacağı kadardırHakk'ı bilmiyene haddidini öğretemezsin. Hele hele sevgi ve saygısı olmaynın, sorumluluğu hiç olmaz.
Zira amentüye yani imanın şartlarına inanmayan birine bir şey yapamazsın. Hani osmanlı hanımına sormuşlar,
" Sizin lanet ve geçimsiz bir kocanız olduğu halde siz çok mutlusunuz bunun sırrı nedir".
"Ben demiş" kadın, "kocama hiç ama hiç itiraz etmem, ama kocam hep benim dediğimi yapar."
Yani kocasını parmağında oynatmak, her kadının işi değil er kadının işidir.
Eskiler der ki, bir kadında iki özellik mutlaka olmalıdır. "Nedir o özellikler" diye sormuşlar.
1- Br kadın önce iyi bir ER KADINI olmalıdır. Zira yatak odasından güle oynaya çıkan bir erkek,
diğer odalarda güler oynar, yani asık suratlı değil, aşık suratlı dolaşır, yani güleryüz tatlı dilli olur.
2- Bir kadın iyi bir EV KADINI olmalıdır.
Hem er kadını hem de ev kadını olanlara ne mutlu, diyor, sevgi, saygılarımı sunuyorum.
MahirEyüboğlu
1 Ekim 2017
Bu yazı toplam 67257 defa okundu.