Mücahitken müteahhide dönüştüler! Gazeteci Mehmet Şevket Eygi, din tüccarlığı yaparak Müslümanları sömürenleri sert bir dille eleştirdi.
Milli Gazete yazarlarından Mehmet Şevket Eygi,
Müslümanları kaz gibi yolup inek gibi sağanları hedef aldığı yazısında ağır ifadelere yer verdi: Müslümanları cahil bırakanlar, onları parçalayıp bölenler, mallarını, paralarını gasp edenler, Müslümanların ümitlerini, enerjilerini, imkanlarını, fırsatlarını ziyan edenler...
Hesap vermeyeceğinizi mi sanıyorsunuz.
Veyl size!
Eygi, din tacirlerine fena çattı
Milli Gazete yazarlarından Mehmet Şevket Eygi, gazetedeki köşe yazısında AKP iktidarı ve ona çanak tutan yandaşlarına yüklendi. Eygi, Müslümanları cahil bırakanları, onları parçalayıp bölerek bin fırka ve hiziplere ayıranları sert bir diller eleştirdi. Eygi, “Siz bütün bu yaptıklarınızdan hesap vermeyeceğinizi mi sanıyorsunuz. Veyl size” dedi. Mehmet Şevket Eygi’nin yazısı şöyle:
Lüks, israf, sefahat
“Müslümanları cahil bırakanlar. Müslümanları parçalayıp bölenler, bin fırka ve hizbe ayıranlar. Müslümanları aldatanlar. Müslümanları kaz gibi yolup inek gibi sağanlar. Müslümanların zekatlarına göz dikip, onları Kur’ana, Sünnete, fıkha ve Şeriata aykırı olarak toplayıp sarf edenler. Müslümanların beyinlerini yıkayanlar. Müslümanları lükse, israfa, sefahate, saçıp savurmaya teşvik edenler. Ümmet şuurunu yıkıp, onun yerine bin türlü cemaat ve hizip taassubu, militanlığı, holiganlığı getirenler. Müslümanları Ehl-i Sünnet ve Cemaat yolundan ayırıp türlü türlü bid’at fırkalarının girdaplarına düşürenler. Her devirde bir tek gavs olduğu halde ortaya bin gavs çıkartanlar. Müslümanların mallarını, paralarını gasb edenler. Müslümanların ümitlerini, enerjilerini, imkanlarını, fırsatlarını ziyan edenler. Tesettür diye nice Müslüman kızını ve kadınını alaca bulaca acayip şeytanî (kapalı çıplak) kıyafetlere büründürenler. İşe mücahidlikle başlayıp sonunda müteahhid olanlar. Bozuk, kirli, çarpık düzenin haram rantlarıyla zenginleşip semirenler. Kendilerini İslam’a değil, İslam’ı kendilerine uydurmaya çalışan sapıklar. Ellerinde imkan ve fırsat olduğu ve mutlaka yapmaları gerektiği halde emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmayanlar. Namazı terk edip şehvetlerine kapılanlar. Sâlih dindar Müslüman kardeşleriyle ilgilerini kesip kafirlerle işbirliği yapanlar. İcazetli ulema ve fukahayı bırakıp, bid’atçi reformcuların peşine düşenler. Bir vâdi dolusu servet edinse ikinci vâdiyi isteyenler. Peygamberimiz (Salat ve selam olsun ona), yolculuğa birlikte çıkan üç Müslümanın, içlerinden birini yol başkanı yapmasını emr etmişken, imkan ve hürriyet olmasına rağmen Ümmetin başına ehliyetli ve muktedir bir İmam-ı Kebir seçmek için çalışmayanlar. Lüks ve şatafatlı meskenleri ve binitleriyle beyinsizce övünenler. Siz, bütün bu yaptıklarınızdan dolayı hesap vermeyeceğinizi mi sanıyorsunuz? Veyl size!”
Bu yazı toplam 68991 defa okundu.